Entropi

Yazan: 18 Temmuz 2021 1986

"Evrende her şey, kendini minimum enerji ve maksimum düzensizliğe çekmek ister."

Entropi yasası bize der ki "Evrende her şey kendini minimum enerjiye çekmek ister." Yani aslında madden var olan her şeyinin, sonu düzensizlik olan bir akıbet içerisinde aktığını söylemektedir. Var olan bir düzenden düzensizliğe geçişin, maddenin kaçınılmaz akıbeti olduğunu...

Şöyle örnekler verilebilir: bir topun içerisine sıkıştırılmış gazlar, kendini dışarı atmak ister çünkü dış ortamdaki gazlar daha düzensizdir; bir elmayı yukarıdan aşağıya bırakırsanız elma aşağı düşer çünkü aşağısı daha az enerji gerektirmektedir gibi örnekler... Ya da baskı altındaki toplumlar, üzerlerindeki baskıyı kırma eğilimi gösterir zira baskı o toplumları düzene sokacaktır ancak toplumlar daha düzensiz olmak isterler.

Bilimin olduğu gibi teolojinin, felsefenin hatta çok çeşitli alanların içinde, entropiye rastlamak mümkündür. Aslında entropi, kolaya kaçmak olarak da ifade edilebilir. Madde ve enerji, baskıdan kurtulmak ister, baskı maddeyi düzene sokacağından, madde bundan sıyrılmaya çalışır.

Bunu psikoloji açısından irdelemek de mümkün. Baskı altındaki insan, baskıdan kurtulmak ister, hatta uygulanan baskı ona fayda verse de – ki mahut doğa yasasının kabul ettiği üzere madde faydalı enerjiden faydasız enerjiye dönüşmek eğilimi gösterir- bu baskıdan kurtulmak ve daha düzensiz denetimsiz bir hayata geçişte kurtuluşu görür.

Sosyolojik açıdan bakıldığında da bize benzer sonuçlar vermekte…

Entropi yasasının bilimsel açıdan bir kıymeti olsa da onun manevi yönden verdiği mesaj çok ibretliktir. Maddenin akıbeti, düzensizleşme ve yok olmak üzerinedir demektedir. O halde düzensizleşme eğilimi ne demektir? Düzenden gayrı her şey düzensizdir yani nizam yoksa intizamsızlık söz konusu demektir. Çok uzaklara gidip maddenin doğasına aşırı inmeksizin bizzat insan ve insanlık tarihine eğildiğimiz zaman gerçekten de tarihi seyir içerisinde maddi bir varlık ifade eden ve tabir yerindeyse hayvansı güdülerle, oluşun bir parçasını ifade eden insan ve toplumlarda kargaşa artarak hüküm sürmüş, bir inanç istidadından yoksun kavimler kaosa sürüklenmiştir.  Düzenden, düzensizliğe akan ve akıbeti bu olan tabiatın akıbetine nizam verecek bir sistem olacaksa, bu sistemin ihtiyacı olan şey nedir?

Resim2

Kanımca bizim bundan kendimize çıkarmamız gereken ders başka… Konumuz insan ve insan özelinde toplum…

İnsanın doğasında, kendisine fayda verenden uzaklaşma eğilimi olduğuna hepimiz aşinayız. Bakıldığı zaman, toplumsal düzeni bir arada tutan egemen güç ne kadar faydalı işlere imza atarsa atsın, bir müddet sonra bu düzen yerini kargaşaya bırakabiliyor. Toplumlar, her şeyin kusursuza yakın işlediği ancak üzerlerinde onları daha faydalı olması maksadıyla baskı altında tutup, düzenin bozulmasına mâni olan egemen güçlere baş kaldırmak istidadını göstermiştir. Bu bir yaklaşım…

Başka bir yaklaşım da şu olabilir; nizamı bozan ufak bir hareket, daha sonra dallanıp budaklanıp zaman içerisinde mevcudiyette geniş bir alan kaplayabiliyor. Tıpkı bir fayans ustasının, iki fayans arasındaki 5 milimetrelik genişliği önemsemeyip daha sonra o fayans aralıklarının çalışmanın devamında diğer fayans aralıklarıyla birlikte, araya birkaç fayans girecek şekilde boşluk oluşturması ve estetiği bozması gibi… Buna, Facebook’la başlayan sosyalleşmek adı altındaki asosyal hayat serüveninden müstehcen evlilik sitelerine devam eden süreci örnek verebiliriz. Yıkılan evlilikler, bohem yaşayışlar, dört duvar arasında dünyanın can damarlarını zifte bulayıcı katran bir yaşayış… Madde gibi yaşamak… Şartları oluştuğunda hayvandan aşağı olan insanın, materyal dünyanın dört duvarı arasında yok olma ve entropiyi hızlandırma mücadelesi…

Bir de özgürlük kavramı… Sanırsınız özgürlük ile entropi anlaşmalı bir şirket... Bir zamanların elde edilmesi güç olan okuma özgürlükleri, (?) yaşama hak ve özgürlükleri bugün yerini daha hürriyetçi özgürlüklere bırakmış durumda… Özgürlüklerin mayası toplumu bozarken, bu bozulmayı engellemekle mükellef merciler iş yapamaz hale geldi. Nereye bakarsanız bakın… Özgürlük. Özgürüm işte, kılıma dokunamazsınız!

Entropi Ferdi Uzunyay.dgr

Meseleyi konudan çok saptırmadan sözün özü şunu söylemek gerekiyor: insan özelinde gerçekten de düzenlilik, materyal yaşam döngüsünün seyri içerisinde hayat dediğimiz mefhumu, anlamsız, içi boş, sonucu kaçınılmaz bir yok oluşun eşiğine getirene dek düzensizlik istidadı göstermekte…

Bu ruhsuz materyal nizamsızlığın önüne çekilecek set yok mudur? Elbette vardır. Her şeyin zıddıyla kaim olduğuna dair bir ifade vardır. Bu, ALLAH’ın (cc) insanlara mevcudatın kıymetini göstermesi bakımından müthiş bir tespittir. ALLAH (cc) geceleri yaratıyor ki gündüzlerin kıymeti olsun; hastalıkları yaratıyor ki sağlığın değeri bilinsin. Maddeyi yaratıyor ki ruhun kıymeti anlaşılsın.

Cevap Ruh! Maddede olmayan şey ruh! Yok olma eğilimi göstermeyen, maddenin zıddıyla ona mana katan ruh… Doğru… Ruh, “maddenin karşısında ancak maddeyle birlikte varlığını maddeye nakşettiği kadar var, edemediği kadar da yok” diye ifade edebileceğimiz ruh… Madem insanların tümünde ruh var, neden entropi?

Cevap şu: madde ile ruhun arası açılırsa madde ağır basacağı için entropi. Ruhsuz, materyal ve güdüsel bu ilerleyişin akıbeti entropi…

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi