"Dem" Yılanının Başı Kesilmeli !

Yazan: 26 Aralık 2023 10399

Türkiye siyaset sahasından birçok parti geldi ve geçti. Bu partilerin serencamı umumen şu şekilde vaki oldu:

“Kendi kendini kapatanlar, Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılıp yokluğa mahkûm olanlar ve Anayasa Mahkemesi Kararıyla defalarca kapatılmasına rağmen farklı bir isimle tekrar siyaset sahasına atılanlar…”İlk iki başlıktan ziyade “ve bağlacından sonraki başlık” bizim yazımızı ilgilendiren kısım. Daha doğrusu o başlığın içerisinde yer alan ve defalarca anayasa mahkemesinin sillesini yemesine rağmen her seferinde daha fazla dehhameleşip farklı bir isimle parti açarak günümüze kadar varlığını sürdürmeyi başaran; terörle arasındaki irtibatı kesinkes bir manzara belirten ve her kapatılmasında yılanların belli dönemlerde deri değiştirmesine matuf haleti haiz olan bir parti bizim yazımızın taalluk ettiği kesim.

O parti, terörle iltisakı olduğunu meclis kürsülerinde, miting alanlarında ve cemiyetin meydanlarında faş eden ve bunu faş etmekte bir mahzur görmeyen, resmiyette Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak kendini tesmiye edip hakikatte en asgari olarak Kürt halkına ve bu millete ettiği zulümlerden ötürü Halkların Despotik Partisi olarak tesmiye edilmesi iktiza eden PKK’nın siyasi karısı DEM’dir. PKK ile sonunda boşanma ihtimalinin bir nebze de olsun bulunmadığı bir nikâhla nikâhlanmış ve kocasını memnun etmek için elinden gelenin en iyisini sergileme iştiyakıyla yanıp tutuşan bir terör partisi DEM…

Kocası dağdan darbeler indirmeye azmeden yılanların başı şahmeran, kendisi kocasının gayri resmi olarak yaptığı işi resmi bir hüviyete istihale ettirip meclisten darbeler indirmeye azmeden şahmeranın karısı azılı bir yılan…

PKK’nın yakın ve uzak olarak zulüm tarihçesine bir bakalım. 1984 yılında Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği haince saldırı girişiminde attığı ilk terör kurşunundan tam 6 yıl sonra, kendilerini Halkın Emek Partisi olarak tesmiye eden bir siyasi partiyle siyaset sahasına da terörün ilk kurşununu atmış oldu. Böylelikle dağdaki terör örgütü artık takım elbiseli ve kravatlı teröristlerce Türkiye’de temsil edilmeye başlandı. Askerlerimizi kahpe pusularla ve alçak tuzaklarla şehit edenler artık milletin vekili unvanıyla meclis koltuklarını işgal etmenin kapısını aralamış oldu.

Bu tarihten 1 yıl sonra yani 20 Ekim 1991 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde %10’luk barajı aşamayacaklarını anlayıp adayları olan 21 kravatlı teröristi SHP listelerinden seçime sokarak TBMM’ye milletvekili olarak ilk girişlerini gerçekleştirdiler. Bu sayede kendilerine aralanan kapıyı ayaklarının tersiyle sonuna kadar açtılar.

11 Eylül 1993’te Anayasa Mahkemesi kararıyla kapattırılan HEP, maatteessüf tarihin tozlu sayfalarına hepten mahkûm ettirilemedi. PKK’nın siyasi karıları yılan gibi her kapattırıldığında deri değiştirerek bugüne değin milletin vekili sıfatıyla meclis koltuklarını işgal etmeye muvaffak oldu. HEP’in kuruluşuyla 21 kravatlı teröristi meclise milletvekili olarak sokmaya muvaffak olan terörist zihniyet, bugün, HDP ile bu terörist kimlikli vekillerin sayısını 61’e çıkartmış vaziyette.

Yazının başlarında da belirttiğimiz üzere 1993’ten 2023 seçimlerine değin tam üç kat fazla milletvekili çıkararak geçen zaman boyunca mütemadiyen dehhameleşmeye muvaffak olup günümüze hem daha semizli hem daha azılı bir yılan çapına ermiş olarak geldi. Tabii yılanın başı henüz küçükken ezilemedi, ezilemedikçe de kuvvetlendi, Kuvvetlendikçe de zehrini daha geniş çapta Anadolu milletinin ruh adalelerine sirayet ettirdi.

Peki semizleşerek günümüze kadar bu şekilde gelenler kim? Vatanın bütünlüğünü ve milletin beraberliğini fasletmeye ant içmiş terörist, Marksist, Allah ’sız PKK’nın siyasi sahnede tecessüm etmiş, her biri ismen farklı, ruhen aynı karıları…HEP ile başlayıp BDP ile devam eden, yakın zamanda da HDP ile tesmiye edilmiş ve en nihayetinde kendini DEM olarak teşhir etmiş olan PKK’nın siyaset sahnesindeki karıları, kumaları, metresleri….

Hal böyleyken bunları tarihin tozlu raflarına gönderemeyen, yılanı başıyla beraber gövdesini ve kuyruğunu da ezerek tasfiye edemeyen, yılanın deri değiştirerek tekrar meclis koltuklarını işgal etmesinin önüne geçemeyenler kim? Maalesef Türkiye Cumhuriyeti Devleti…

Hani filmlerin ve dizilerin girizgâhlarında ekranlara yansıyan bir yazı kesiti vardır “Bu filmde anlatılanlar tamamen hayal ürünüdür” diye… Biz de yazımıza bu nevi bir kesiti koyup “Bu yazıda yer alanlar tamamen hayal ürünüdür” demek isteriz fakat bu yazıda yer alanlar binlerce kez heyhat ki “tamamen gerçektir…” PKK’nın Türkiye sahasındaki ilk siyasi karısı HEP ile başlayan süreç PKK’nın son siyasi metresi DEM ile tam randımanlı bir şekilde mütemadiyen işletilmektedir…

PKK’nın siyasi uzantıları 1990 yılından günümüze değin Türkiye siyaset sahasında arzı endam etmektedir. İlk yılan kimliğiyle zuhur etmesiyle başlayan serüven, her kapatıldığından itibaren bir köşede deriyi değiştirip tekrardan siyaset sahasında zuhur ederek arzı endam ediyor. Üstüne geçirdiği deri devirlerinin her birinde birçok fecaatlere sebep olmuş ve tarihin sayfalarını kan ile yoğrulmuş gözyaşına bulamıştır. Son olarak DEM derisini üzerine atıp sahneye çıkmasıyla da hüviyeti asliyesi icabı esef verici olayları sergilemekten kaçınmamıştır. Kanlı elleriyle milletin boğazını sıkmaktan bir an olsun geri durmamıştır. Kundaktaki Bedirhan bebekten tutun, annesinin kınalı kuzularına değin yüzlercesine acımasızca kıymıştır.

Yılan, elbette yılanlığını yapacaktır. Fakat onun layık olduğu esas ezici muameleyi gösterecek dirayet ve ferasette adamlar maalesef meslisin kapısından bir Muhsin rayihasıyla geçip gitti. Fakat yine de mevcut hükümet bakiyemizle bu muamele edilmezse yılan tarafından sokulmaya ve ölüme terk edilmeye razıyız demektir.

Yılanın zehrini gözlere görünür kılmakta fayda var. HDP’nin eski eş genel başkanı sıfatıyla müsemma olan Selahattin Demirtaş Mardin’in Kızıltepe ilçesinde görüntülerle de sabit yaptığı bir açıklamada ağzından şu cümleleri sarf etmiştir yahut kusmuştur:

Alana gelmeden önce bir müdahale olmuş, demişler ki: 'Abdullah Öcalan posterini asamazsınız.' Onu diyenlere açıkça sesleniyoruz; Kürtlerin katili Kenan Evren'in heykelini dikebiliyorlar da bir halk önderinin posterini mi açamaz? Siz ne diyorsunuz be! Biz bu meydana Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini.”

Heykel dikme hayalleriyle yaşam enerjisini yüksek seviyede tutan ve hapishane avlularında bu hayalleri düşleyerek volta atan terörist Selahattin Demirtaş’ın methiyeler düzdüğü insan “1978'den, yakalandığı 1999 yılına kadar, sözde lideri olduğu PKK tarafından gerçekleştirilen şiddet olayları sonucunda 4 bin 472 sivil, 3 bin 874 asker, bin 225 köy korucusu ve 247 polisin hayatını kaybetmesine sebep olmuş, sureti de sireti de domuzdan farksız olan Abdullah Öcalan’dır.

Muhsin Başkan’ın deyimiyle ‘’Apo ne Kürt’tür, ne Türk’tür. Nesebi gayr-ı sahih it oğlu ittir.’’ İşte Demirtaş’ın miting alanında adeta ağız yolu ile ifrazat muhitine yer değiştirtip öz ağzıyla necaset kusmasından tam dört yıl sonra tutuklanmış ve hapse gönderilmiştir. Eski eş genel başkanı olduğu PKK’nın siyasi karısı HDP ise DEM olarak yeni siyasi hayatında meclis kürsülerini işgal etmeye devam etmektedir.

DEM’in hainliğini teşhir ettiği olaylar elbette bu kadarıyla mahdut değil. Faş ettiği birkaç hainliklerini fazla tafsilata girmeden yazmak yeterli olacaktır. ‘Anlayana sivrisinek sazdır’ kabilinden anlatalım.

Yıl 2015-2016…Sur çatışmaları sırasında PKK’nin Sur sorumlusu ’Çiyager’ kod adlı Cihat Türkan'ın Batman’da düzenlenen cenaze törenine HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan ve Siirt Milletvekili Besime Konca da katılmış. Van Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk ise Tunceli'nin Nazımiye ilçesinde 27 Ağustos 2015'te bir çatışma sırasında öldürülen PKK militanı "Destan Rüstem" kod adlı Sıdıka Yıldız'ın Van'ın Başkale ilçesindeki cenaze töreninde hazır bulunmuş. Askerimize kurşun sıkan terör örgütü üyelerinin gebertilip kullanılamaz hale getirilmesinin akabinde PKK’lı leşlerin cenazelerine giden kravatlı terör örgütü üyeleri ise hiç çekinmeden yılanlıklarını gayet rahat bir halette gösterebilmiştir. Utanmazlık ve pervasızlığın bu kadarı…Yok yok, şerefsizlik ve namussuzluğun bu kadarı… Ve vatana sayısız ihanet pozları… Anadolu milletine hitap kürsülerinde ise tepin tepin tepinmeler ve sayısız nutuklar…

Mesela 2023 seçimlerinden önce HDP Milletvekili Semra Güzel’in öldürülen PKK’lı terörist Volkan Bora ile boy boy fotoğrafları ortaya çıkmıştı. HDP denen terör partisinin PKK’nın siyası karısı olduğunu ispat eden bu görüntüler yâdımıza tüyü bitmemiş askerlerimizi düşürmüş ve yüreklerimizi en derinden yakmıştır. Kim bilir Volkan Bora denen kalleşin silahından çıkan kurşunla kaç vatan evladımız şehadet şerbeti içmiştir.

Evet, kim bilir… Bu kalleşlerin silahından çıkan kurşunla kaç askerimizin şehit olduğunu bilemeyiz fakat bildiğimiz bir gerçek vardır ki o da milletin vergisiyle maaş alan HDP vekilinin askerimize kurşun sıkan PKK’lı teröristle ilişki yaşadığıdır… Bildiğimiz bir diğer ve en acı gerçek ise terörle bağlantısı olduğu kesinkes olan HDP’nin güncel derisi ile DEM’in hala devletten maaş alıp, siyasi kimliğin verdiği bütün siyasi hakları kalleş kalleş kullanarak gözlerimizin içine bakıp bize parmak sallayabiliyor olmasıdır. Yani halen kapatılamamış olmasıdır.

Yılanın yılanlığı biter mi? Elbette bitmez. O, yaratılış itibariyle kötüdür. Malumunuz İstiklal Caddesindeki elim patlama ve akabinde MSB’nin terör yuvalarını kökünden kazımak için başlattığı operasyona da resmi Twitter adresinden paylaştıkları bildiri ile kin kusmuşlardı.

Kusmuklarında Şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerine, ezeli kardeş olduğumuz Kürt halkını öldürme iftirası dahi vardı. Her defasında olduğu gibi yine hilkatinin gereğini yaparak devletimizi lekeleme motivasyonuyla hareket etmişlerdi. Bu iftiradan kısa bir süre önce de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal silah kullandığı iddiasını öne sürerek nezih tarihinde insanlık dışı hiçbir fiilde bulunmamış, adalet terazisinden şaşmamış, ardında zulüm ve gözyaşı bırakmamış necip ordumuzu kara lekelerin ve pisliğin altına sokmaya çalışmıştır. O, yılanlık ve sinsiliğin gereği sürekli sokmaya çalışacaktır ama biz de devlet geleneğimiz ve milli şuurumuzu diri tutmak için PKK’nin siyasi karısını siyaset mezarlığının dibine sokmaya çalışmalıyız.

HDP’ye ( DEM ) karşı yapılacak muamele bu olmalıdır. Zira bu muameleyi sonuna kadar hak etmektedir. Hak edene hakkını vermek adalettir. Unutmayalım ki! bu parti, bir milli güvenlik tehdididir! Bu tehdit derhal ortadan kaldırılmalıdır!

Geçtiğimiz dönemde eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’de terörist sayısının 120’nin altına indiğini açıklamıştı. Gıyaben soruyoruz: “Yurt içinde terörist sayısının 120’nin altına düştüğünü ilan eden İçişleri Bakanlığı, mecliste yer alan kravatlı teröristleri bu sayının içine dâhil etmiş midir? Etmediyse 120’nin üzerine en asgari 56 kişi daha eklemeli ve sayıyı güncellemelidir. Aynı duruş dağlardaki mücadeleye de yansır. Dağlardan tasfiye edilen teröristlere nispetle meclisteki kravatlı teröristlerin de tasfiye edilmesi gerekir. Milletin nezdinde, meclis kravatlı teröristlerden temizlenmediği müddetçe terörist sayısının azaldığını ilan eden doneler bir karşılık bulmayacaktır. Devletin bu nevi donelerle ne denli iktidara malik olduğunu ispat etme çabaları, meclisteki kravatlı teröristler koltuklarda sırıtmaya devam ettikçe iktidara malikliği değil, ancak muktedir olamayışını ispat etmiş olacaktır. Eğer devlet, devlet tanımının kudretini ve ağırlığını üzerinde taşıyorsa terör örgütü PKK ile kurduğu ünsiyeti sarih olan DEM’i bir daha deri değiştirip siyaset sahasına girmesine fırsat vermemek üzere ademe mahkûm etmelidir.

Geçtiğimiz zamanları da bırakın Allah aşkına! Şu vakitlerde DEM terör partisi yetkilerinin açıklamaları dahi ülkemizin meclisine ur gibi yapışan bu terör partisinin kapatılmasına kâfidir. DEM Terör Partisi Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın milletimize parmak salladığı açıklamaları şu şekildedir: ‘’Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağlı da Trabzonlu da huzur bulmayacak.’’ Ve DEM Terör Partisi Şırnak Milletvekili (biz milletvekili yazarken utanıyoruz) Newroz Uysal Aslan: ‘’Madem çatışmalar bitsin istiyorsunuz, o zaman Sayın Öcalan’ı özgürlüğüne kavuşturacaksınız.’’

Pervasızca milletimize parmak sallama cesaretini gösteren bu alçakların parmakları kökünden kopartılmadıkça analar ağlamaya, babalar yıkılmaya devam edecektir. Devletimiz elbette o parmağı kökünden kopartacak kudrettedir. Siyasi ayağını kırmadan dağlarda indirilen darbeler muvaffakiyeti tam anlamıyla sağlamayacaktır. Süratle bu teröristlerin siyasi ayağının, salladığı parmaklarıyla beraber kökünden kopartılması elzemdir!

Kopartılmadığı taktirde bizim ciğerimizin pareleri koparılıyor. Kuzey Irak bölgesinde şehit olan on iki askerimiz gibi… Vatan için dimdik nöbet tutan sıvasız kerpiç evlerin penceresine asılan bayrakla görevini devretti bugün. Elbet biliriz ki evlerimizin ocağında bu vatan için yeşeren evlatlar bitmez. Fakat biz önlemlerimizi almazsak meclis kürsülerini işgal eden teröristlerin yüzüne sinsi tebessüm; sıvasız, kerpiç evlerin ciğerine kor parçaları düşmeye devam edecek.

Çok şey istemiyoruz… Hakkımız olan isteğimiz, milletin vergisiyle milleti temsil makamında oturarak askerimizi şehit eden PKK’nın siyasi kolunun kökten koparılmasıdır. Vergi dediysek öyle para kabilinden bir şeyden bahsetmiyoruz. Kanımızı, canımızı, evlatlarımızı vergi olarak verdiğimiz bu topraklarda soysuzların cirit atması uykularımızı kaçırır cinsten bir şeydir.

Bir diğer hakkımız olan isteğimiz, vatan uğrunda gözünü kırpmadan şehadet şerbetini yudumlayan askerlerimizin ölüm haberini duyunca bıyık altından gülüş atarak keyif sigarası içenlere hakkettikleri muamelenin yapılması ve milletvekili apoletlerinin sökülüp asli hüviyetleri olan terörist sıfatının alınlarının ortasına yapıştırılmasıdır.

Şehitlerimizin hakkı için, gözü yaşlı aileleri için, körpe yavruları için DEM yılanının bir daha deri değiştirmesine fırsat vermemek koşuluyla tarihin tozlu sayfalarının arasına karıştırılmasını bekliyoruz! Hâsılı kelam; devletten, idare-i maslahatçılık ayaklarını bırakıp devletin kudretini ve iradesini göstermesini bekliyoruz! İktidar olduğu sürece de muktedir olmasını talep ediyoruz.

Devletten, devletlik bekliyoruz!

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi